“Aleyhimize yapılan operasyonun sorumlusu Türk-İş’tir. Hesabı sorulmalıdır!”
Belediye-İş Sendikası üyeleri, bankalar önünde düzenledikleri eylemle Torba Yasa Tasarısı’nı protesto etti. Yasanın belediye işçilerinin kazanılmış haklarını ortadan kaldırmayı hedeflediğini belirten sendika başkanı Nihat Bayram, işçiler aleyhine operasyon yapmakla suçladığı Türk-İş’e ateş püskürdü.
Belediye-İş Sendikası üyeleri dün eylem için meydandaydı. Öğle saatlerinde bankalar önünde pankart açarak eylem yapan işçiler, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu’ndan geçen ‘Torba Yasa Tasarısı’nı protesto etti.
İşçiler adına basın açıklaması yapan Belediye-İş Sendikası Bolu Şube Başkanı Nihat Bayram, il özel idaresi ve belediyelerdeki norm kadro ve ihtiyaç fazlası işçilerin, Karayolları Genel Müdürlüğü, Milli Eğitim bakanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğü taşra teşkilatlarına aktarılmalarını öngören maddenin komisyonda daha da olumsuz bir hal aldığını söyledi.
“BELEDİYE ÇALIŞANLARINA AYRIMCILIK YAPILDI”
Maddenin komisyondan geçen haline ilişkin eleştirilerde bulunan Bayram, “İl özel idarelerinde sürekli işçi kadrolarında çalışan ihtiyaç fazlası işçiler, Milli Eğitim Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünün taşra teşkilatları yerine, Türk-İş Başkan ve bazı yöneticilerinin ileriye dönük bazı hesaplarının olması sonucunda ve bazı pazarlıklarla Karayolları Genel Müdürlüğü’nün taşra teşkilatlarına aktarılır, ifadesi koydurulmuş ve bununla il özel idarelerinde çalışanların hakları ile sendikalı olmaları geçici olarak sözde güvence altına alınmıştır. Oysa belediye çalışanları için en ufak bir iyileştirilme yapılmamıştır. Bu düzenlemeyle kasıtlı bir ayrımcılık yapıldığı aşikardır” dedi.
“TÜRK-İŞ, BELEDİYE EMEKÇİSİNİN SÜRGÜNE GÖNDERİLMESİNE ONAY VERMİŞTİR”
Bayram açıklamasının devamında şöyle konuştu: “Komisyonda maddeye eklenen “İşçinin de muvafakatinin olması halinde” ifadesi; işçiyi ve kamuoyunu yanlış yönlendirerek olası tepkilerini engellemek amacını taşımaktadır. Yapılan düzenleme Türk-İş’in başkan ve bazı yöneticilerinin hükümet yetkilileriyle yaptığı pazarlıkların ve ince hesapların sonucudur. Bu pazarlıkları yürütenler; Genel Hizmetler İşkolunda çalışan 174 bin belediye emekçisinin zorunlu sürgüne mahkum edilmesine elbirliğiyle onay vermişlerdir. Bugünden aylar sonranın hesabını yaparak, küçük hesapların peşinde koşan TÜRK-İŞ Başkanı ve bazı yöneticileri yarın kendilerine sıra geldiğinde, dün olduğu gibi, yarın da yanlarında kimseyi bulamayacaklardır.”
“BELEDİYE İŞÇİLERİ ADALETSİZ UYGULAMALARA TABİ TUTULACAK”
Komisyondan geçen maddenin bu haliyle, belediye işçileri için eskisinden adaletsiz olduğunu ifade eden Yaman, “174 bin belediye işçisinin, hiçbir objektif kritere dayanmadan; kıdemlerine, vasıflarına, eğitim düzeylerine ve halen ikamet ettikleri il, ilçe ve belde göz önüne alınmadan Türkiye çapındaki karakollarda ve okullarda hizmetli olarak çalışmasını düzenlemektedir. Belediye işçileri eğer 5 iş günü içinde gönderildikleri işyerlerini kabul etmezlerse iş sözleşmelerinin feshedileceği ibareleri durmaktadır.” şeklinde konuştu.
“TÜRK-İŞ, TEKEL İŞÇİSİNE OYNADIĞI OYUNU, BU KEZ BELEDİYE İŞÇİLERİNE OYNUYOR”
Açıklamalarının son bölümünde Türk-İş Başkanı ve yöneticilerini hedef alan açıklamalarda bulunan Bayram, şunları söyledi: “Maddenin komisyondan geçen bu hali; belediye işçilerinin yasalardan ve çalışma hayatından kaynaklanan tüm kazanılmış haklarını ortadan kaldırmayı hedeflemekte ve belediye işçilerini toplu sözleşmesiz, sendikasız, hangi kanun maddesine dayanarak çalışacağını belirtmemekle çalışanlara 4/C sinyali vermektedir. Tıpkı daha önce tekel işçilerinde yaptıkları gibi. Türk-İş başkan ve bazı yöneticileri o zaman oynadıkları senaryoyu şimdi yine oynamaktalar, yarında oynamaya devam edecekler. Çünkü yüzleri işçi sınıfına dönük değil. Bu tasarıdaki tutumlarından hedeflerinin yüzlerini işçi sınıfına dönmek olmadığını da ispatladılar. Yapılan düzenleme, Türk-İş Başkanı ve yönetimindeki bazı yöneticilerin hükümete yaptırdığı operasyonun ürünüdür. Bunun hesabı Türk-İş başkan ve yönetimine mutlaka sorulmalıdır ve rızası alınmadan kıdemine, mesleğine, eşinin çalışıp çalışmadığına bakılmaksızın, zorunlu olarak sürgüne gönderilen emekçiler ve onların aileleri tarafından mutlaka sorulacaktır.”
Sendika başkanı Yaman’ın açıklamaları sonrası yasa tasarısı ve Türk-İş aleyhine sloganlar atan grup olaysız bir şekilde dağıldı.